"Enter"a basıp içeriğe geçin

Macbook Pro 2018 13″ Touchbar İncelemesi

Herkese merhaba. Kendimi bildim bileli Windows kullanıyordum, son 3 senedir de Windows + Linux kullanıyordum fakat bir süre önce tamamiyle macOS işletim sistemine geçtim ve Macbook’un ve macOS’un bir inceleme yazısını paylaşmaya karar verdim.

MacOS’u Windows’dan sonra acaba kullanabilir miyim, alışabilir miyim gibi birçok ön yargım vardı. Fakat uzun süreli araştırmalarım sonucunda MacBook’un ve macOS’un çok güçlü sistemler olduğunu ve uzun yıllar süren kullanımlarda hala stabil olduklarını öğrendim ve kendime Macbook Pro 13″ aldım. (Oyun oynamıyorsanız Mac’e geçmemek için hiçbir sebebiniz yok.)

Öncelikle bilgisayardan başlayayım. 512 SSD kapasitesi mevcut. Tasarım olarak kesinlikle çok güzel olduğunu söyleyebilirim (keşke kapağın arkasındaki logo ışıklı olsaymış neden kaldırdınız:(…) Neyse… Klavyesinin hissiyatı eski nesil Macbook’lara göre daha da güzelleştirilmiş. Klavye tuşlarını bir tık daha içe gömmüşler ve çok hoş olmuş.

Touchbar’a gelirsek; mükemmel! Kullanmadığımız F tuşlarının yerine çok fonksiyonel Touchbar koymak çok güzel bir fikir olmuş kesinlikle. Kullandığınız uygulamanın Touchbar için desteği var ise uygulamadaki fonksiyonları Touchbar üzerinde görebiliyoruz. Ses açma – kapama, parlaklık kısaca akkınıza gelebilecek her şey Touchbar’da mevcut. Çok pratik ve çok kullanışlı, beni etkileyen şeylerden birisi de bu.

Trackpad’i önceki modellere göre daha da büyütülmüş ve kullanımı çok rahatlaştırmış alanın büyümesi. Parmağınızı kaldırmadan Trackpad’in istediğiniz yerinde sol – sağ tık yapabilme özelliği çok güzel olmuş ve hayatım boyunca kullandığım en konforlu Trackpad.

Açıkçası hoparlörlerinin bu kadar güzel olmasını hiç beklemiyordum. Denediğimde resmen şoka girmiş gibi hissettim, efsane… Sanki dört bir yanınızda uzun kolonlar varmış ve 3D ses alıyormuşsunuz hissiyatı veriyor. Klavyenin sağında ve solunda olmak üzere 2 adet hoparlör çıkışı mevcut. Ses düzeyi, bassları harika.

Bilgisayarın üzerinde sadece 4 adet Thunderbolt 3 yani geliştirilmiş Type-C girişi var. Bu da demek oluyor ki USB, HDMI, Ethernet, kart okuyucu vs. için çevirici kullanmak zorundasınız…

Ağırlık olarak kesinlikle çok hafif normal laptoplara göre. Çok ince ve çok zarif bir tasarımı var. 13″ olduğu için çantanıza kolayca girebiliyor, masada yer kaplamıyor.

Sistem özellikleri:

Gelelim işletim sistemine… Şu an mevcut işletim sistemi macOS Mojave 10.14.6. İlk başta çok çekiniyordum acaba çok fazla uygulama kurarsam performansı azalır mı vs. Fakat kullandığım bütün uygulamaları kurdum (gerçekten çok fazla) ve performans adına hiçbir düşüş yok. Bilgisayarın performansından son derece memnunum.

İlk kullandığım 1 gün işletim sistemi güncellemek, uygulama kurmakla geçti ve bu süre içinde bilgisayar gerçekten çok ısındı. Fanları çok sessiz ve çok güçlü hemen soğutuyor bilgisayarı ama bilgisayarın belirli bir sıcaklığa gelmesini bekliyor. Hava çıkış yerleri de bilgisayarın arkasında kalıyor. Bilgisayarı kurduktan sonra da yoğun işler yapmadığım zamanlar hiç ama hiç ısınmıyor. Video editlerken, photoshop’da çalışırken ısınıyor ama çok fazla değil. Bu incelikteki bir bilgisayar için kabul edilebilir bir sıcaklık.

Ve gelelim en sevdiğim özelliğe… iPhone telefonlar ile harika çalışıyor. Sayamayacağım kadar çok şey var. iPhone 7 Plus kullanıcısıyım ve telefonumda kullandığım neredeyse bütün uygulamalarım vs. aklınıza gelebilecek her şeye bilgisayardan da erişebiliyorum. Notlar, fotoğraflar, kişiler… Telefonunuzda gelen çağrıyı bilgisayarınızdan açıp bilgisayardan konuşabiliyorsunuz aynı zamanda bilgisayardan da çağrı gönderebiliyorsunuz, mesaj atabiliyorsunuz.

Şarj süresi gerçekten çok uzun. Sürekli kullanımda minimum 6 saat ortalamada götürüyor.

Sanırım bu kadar… Oyun oynayacaklar için uygun bir bilgisayar değil fakat her türlü iş için kesinlikle ama kesinlikle tavsiye ederim…

İlk Yorumu Siz Yapın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir